ÇevreGündemKıbrısManşetToplum

KTAMS: Asgari Ücret Açlık Sınırının 471 TL Altında

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası, 28 Şubat 2022 itibariyle 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 6 bin 561 TL olduğunu açıkladı.

KTAMS’dan yapılan açıklama şu şekilde:

“KKTC Sağlık Bakanlığına bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden almış olduğumuz 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenmesi için gerekli olan beslenme kalıbı ve bu kalıptaki maddelerin İstatistik Kurumu’nca sendikamıza gönderilen fiyatlarının ortalamaları alınarak hazırladığımız rapora göre, 4 kişilik bir aile için 28 Şubat 2022 tarihi itibariyle açlık sınırı 6561 TL olarak hesaplanmıştır.

Sendikamızın yapmış olduğu çalışmaya göre sağlıklı beslenmek için yetişkin bir kadının yapması gereken zorunlu gıda harcama tutarı günlük 56,07TL, aylık 1682,10yetişkin bir erkek için günlük 58,97 TL,  aylık 1769,10 TL, 15-19 yaş çocuk için günlük 61.93.75 TL, aylık 1857,90 TL ve 4-6 yaş çocuk için günlük 41,73 TL, aylık 1251,90 TL’dir.

28 ŞUBAT 2022 

Zorunlu Gıda Harcamaları Günlük Aylık
Yetişkin Kadın 56,07 1682,10
Yetişkin Erkek            58,97 1769,10
15-19 Yaş Çocuk 61.93 1857,90
4-6 Yaş Çocuk 41,73 1251,90
Toplam          218.70 6,561
 
AÇLIK SINIRI   6,561

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (Açlık Sınırı) 6,561 TL’dir. Asgari Ücrete 1 Ocak 2022 tarihi itibariyle yapılan artışa rağmen Türk Lirasında meydana gelen değer kaybı nedeniyle Şubat 2021 tarihinde yürürlükte olan asgari ücret 380 Sterline denk gelirken bugün  itibariyle  321 Sterline gerilemiştir.   Ülkemizde birçok mal ve hizmetin fiyatı dövize endeksli olduğu göz önüne alındığında asgari ücretlinin alım gücünün yükselmediği, aksine hızla eridiği görülmektedir.

İstatistik Kurumunun resmi rakamlarına göre ülkemizde 2022’nin Şubat ayında %7.11 son iki ayda %12.98, bir yılda %64.30 enflasyon meydana gelmiştir.  Özellikle Elektriğe akaryakıta, tüp gaza,  ekmeğe, süt ve süt ürünlerine yapılan yüksek oranlı zamlar halkın adeta belini bükmüştür.  Bu şartlar altında değil asgari ücretliler orta düzeyde maaş alan kamu ve özel sektör çalışanlarının ve ailelerinin dahi sağlıklı beslenme olanağı kalmamıştır. Hükümet edenler dar ve sabit gelirli kesimlerin alım gününü koruyucu tedbirler almak yerine kaşıkla verdiklerini kepçeyle alarak zaten zorda olan bu kesimleri adeta sefalete doğru sürüklemektedir.

Açlık sınırı hesaplamalarında sadece zorunlu gıda harcamalarının fiyatları baz alınmaktadır. İnsanın sosyal bir varlık olduğu gerçeğinden hareketle zorunlu gıda harcaması dışındaki mal ve hizmetlerin fiyatlarında meydana gelen artışlar alım gücünün sürekli olarak erimesine yol açmaktadır. Yani kısacası asgari ücrete ve kamu çalışanlarının maaşlarına yapılan artışları, daha çalışanın eline geçmeden enflasyon yutmuştur.

Yaşanan hayat pahalılığı karşısında çalışanların, dar ve sabit gelirli kesimlerin alım gücünün korunması adına hükümetin acilen radikal tedbirler alması gerekmektedir. Sınırsız teşvik uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, çok kazananlardan kazançları oranında vergi alınmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalı, Kalkınma Bankasından yandaşlara dağıtılan ve geri ödenmeyen 748 milyonluk kredinin tahsil edilmesi sağlanmalı, elektrik ve akaryakıtta fon uygulamasına gidilerek fiyat artışlarının halka yansıması bir nebze olsun hafifletilmeli. Krizi fırsat bilerek fahiş fiyatlar uygulayan tüccarlara dur demek için piyasa denetlenip caydırıcı cezalar uygulanmalı. Bu enflasyonist yapıda çalışanların ve halkın alım gücünün korunmasının en etkili yöntemi hayat pahalılığı ödeneğinin iki ayda bir asgari ücret dahil tüm maaşlara uygulanmasıdır.

Kısacası halkın hayat pahalılığı altında ezilmemesi için eğer niyet varsa hükümetin elinde imkânlar vardır. Yeter ki hükümet üç beş tane zengini değil halkı düşünsün.”

 

Benzer Haberler

Başa dön tuşu